Hiçbir içecek suyun yerini tutmaz…
Yazın soğuk, kışın sıcak içeceklerden vazgeçemeyiz. İçecekler yemeklerde, işlere mola verdiğimizde, sohbetlerde hep bize eşlik eder.
Sabah kahvesi içmeden güne başlamamak, çaysız kahvaltı yapmamak… Bunlar yerleşmiş alışkanlıklardan bazılarıdır. Tüketme miktarına ve biçimine göre bu içecek tutkusu kabul edilebilir ancak içtiğiniz su miktarını azaltmıyorsa…
Yazın geldiği, havaların ısındığı bugünlerde yapılması gereken; susuzluk hissini sadece su ile bastırmak, suyun yerini başka içeceklerle doldurmamak. Çünkü çayı, kahveyi veya diğer içecekleri fazla tüketenler, genellikle suyu az tüketen kişiler oluyor. Ancak sıvı tüketimini farklı şekilde karşılamak suyun yerini doldurmuyor.
Uzmanlar, hiçbir içeceğin suyun yerine konulamayacağı konusunda uyarıyor. İçecekleri şekersiz veya bol su ile hazırlamak suyun yerine geçtiği anlamına gelmiyor. Kafein içeren çay kahve gibi içecekler, idrar söktürücü özellik göstererek vücutta sıvı kaybına neden oluyor. Bu durum ödem problemini de beraberinde getiriyor.
Kalorisi olmayan tek içecek su
Sıvı ihtiyacını çay kahveyle kapatıp kalorisi olmayan tek içecek suyu minimuma indirmeyin. Susuzluk hissettiğinizde farklı içeceklere yönelmeyin.
İçecek miktarında ölçüyü kaçırmayarak suya daha fazla alan açın. İçtiğiniz çayın kahvenin yanına bir bardak su ekleyin.
Ihlamur rezene gibi vücuda olumsuz etkisi olmayan bitki çaylarını tercih edebilir, günlük su tüketimini etkilemeyecek, su tüketiminin yerine geçmeyecek şekilde tüketebilirsiniz.
Kafeini azaltıp su içme sıklığınızı artırdığınızda susama duygusunu yeniden kazanmaya başlarsınız. Günlük su tüketiminizi aniden değilse de kademe kademe artırabilir; içtiğiniz suyu limon, nane yaprağı, salatalık gibi besinlerle lezzetlendirebilirsiniz.